ERZİNCAN DEPREMİ İÇİN YAZILAN ŞİİR. İÇERİSİNDE REŞADİYE BÖLÜMÜ ÖNE ALINMIŞTIR.
KAYNAKÇA : https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/875566
_________________
Samsun valisi dindar bir vezir
Nerede yöngelsen orada hazır
Millete yardım içün sanki bir Hızır
Vatan uğrunda kahraman oldu
Tokat’ın içinde büyük çay akar
Vali efendi de keyfine bakar
Felaket bildirenlerin gönlünü yıkar
Emsaller içinde çok rezil oldu
Erzincan çukurdur havası ağır
Din kardeşlerimizi mevlâm sen kayır
Suçlu olanları suçsuzdan ayır
Birçok yerlerde böyle hal oldu
Niksar dedikleri bir bayır yerde
Kaim-i makama sorarlar zâyiat nerede
İnsan çentikleri serili yerde
Köylerinde bile çok ziyân oldu
Reşadiye denilen ırmak kıyısı
Hep mahvoldu ufağısı irisi
Ölü çoktur az kalmıştır dirisi
Tahammül olunmaz bir ceza oldu
___________________________________________
Destân-ı Zelzele Tenkitli Metni
Hulûs-i kalb ile dinle destanı
Cenab-ı Allah’dan imtihân oldu
Sene dokuz yüz otuz dokuzda
Hakkın emriyle zelzele oldu
Erzincan ve Tokat civarlarında
Cenab’ı Hak’dan bir âfet oldu
Ezelde yazılmış levh-i mahfuzda
Kıyamete ohşıyan bir zaman oldu
Haykırdı dağlar gürledi yerler
Yıkıldı saraylar mahvoldu canlar
Karıştı toprağa kıymetli mallar
Ol vakit duyulup çok figân oldu
Bağrışdı cümlesi âh-ı figân eyler
Yıkıldı konaklar geçilmez yollar
Karışdı toprağa o şirin canlar
Sığındık hudâya el-emân oldu
Karışdı enkâza kırıldı insan
Cümlesi sağlıktan kesdiler gümân
Feryad-ı figân eyler sabiyle sıbyân
Duyuldu âleme bir şîven oldu
Nice canlar karıştılar türâba
O güzel yerler oldu harâbe
Mevtâları nakl içün koşuldu araba
Kıyametin misli bir zaman oldu
Kimi kardaşını arar bulamaz
Baba evladına yardım edemez
Analar yavrusunu asla göremez
Ayrılıp her biri perişan oldu
Çokları bunalmış elin uzadır
Bakar etrafına imdâd gözedir
Sanki bu feleket rûz-i cezâdır
Kimini kurtaran ol-Sübhân oldu
Kırıldı içinde şişeler camlar
O güzel yapular saray binalar
Dükkânlar içinde karışdı mallar
Toz dumana karışup tarumâr oldu
Kapandı çeşmeler akmadı sular
Yıkıldı haneler bulunmaz yollar
Nice yetim kaldı masum yavrular
Misli görülmedik bir buhran oldu
Felâketden şehid gitdi niceler
Münacâta çıkdı gençler kocalar
Kısaldı gündüz uzun geceler
Ağlaşdı cümle nâs çok feryâd oldu
Herkes yerinden çıkmayub kaldı
Yardımcılar ol dem imdada daldı
Kimi ölü kimi sağ meydana çıkdı
Akla fikre sığmaz bir işler olur
Bu ah-ı figanlar arşa yanaşdı
Cümle mahlûkâtın ciğeri bişdi
Sabaha yakın velvele düşdü
Şübhesiz ol vakt el-aman oldu
Titredi yerler kasdı kavurdu
Esdi rüzgârlar yıkdı devirdi
Birçok haneleri ateşe çevirdi
Yakdı cesetleri bir büryân oldu
Sağ kalanlar bir araya derildi
Yardım edin deyu emir verildi
Cenazeler sokaklara serildi
Kurtulanlar ol dem şâdımân oldu
Samsun valisi53 dindar bir vezir
Nerede yöngelsen orada hazır
Millete yardım içün sanki bir Hızır
Vatan uğrunda kahraman oldu
Tokat’ın içinde büyük çay akar
Vali efendi de keyfine bakar
Felaket bildirenlerin gönlünü yıkar
Emsaller içinde çok rezil oldu
Erzincan çukurdur havası ağır
Din kardeşlerimizi mevlâm sen kayır
Suçlu olanları suçsuzdan ayır
Birçok yerlerde böyle hal oldu
Niksar dedikleri bir bayır yerde
Kaim-i makama sorarlar zâyiat nerede
İnsan çentikleri serili yerde
Köylerinde bile çok ziyân oldu
Reşadiye denilen ırmak kıyısı
Hep mahvoldu ufağısı irisi
Ölü çoktur az kalmıştır dirisi
Tahammül olunmaz bir ceza oldu
Hakkın hikmetleri çokdur bilinmez
Va’de yetmeyince bir can alınmaz
Va’de yetenlere imdâd olunmaz
Ezelî mukadderat yerini buldu.
Ezelde kalem böyle çalındı
Hakkın lütfu adâleti bilindi
Yoksa mazlumların ahı alındı
Kabûl-i dergâha müstecâb oldu
Milletde kalmadı hayâ yokdur kanaat
Artdı fitne fesad aranmıyor şeriat
Korkarım yetişür bir büyük âfât
Ahir işimiz pek yaman oldu
Sürerler safâyı bunca sefihler
Su yerine içerler nice hamirler
Fısk-ı fücûr ile doldu şehirler
Köylerde bile çok isyan oldu
Çekeriz dünyada cevr ile cefâ
Hiçbir kimseden umulmaz vefâ
Tabipler tabibi eylesin şifâ
Taraf-ı mevlâadan bir nişân oldu
Firkatî uzatma muhtasar eyle
Kahretme kimseye lutf ile söyle
Bizi hıfz eyleyen hazreti mevlâ
Hakdan istediğim bir ğufrân oldu
Takdir böyle imiş beyhude yanma
Bu fakir Bilâl’in derdi yok sanma
Yıkılan haneler benim değil ammâ
Telef olan canlara pek giryân oldu
el-Hakîru’l-Fakîr ed-Dâiyyü’l-kadem…
13 Kanun-ı evvel sene 1355
Efrencî 26.12.1939
Lâdik Köyü’nün tütünü çokdur
Zayi olanların hesabı yokdur
Yazık heriflere diyaneti73 yokdur
Mevtaları kaldırmaya hoca bulunmaz oldu
Eskidir Köyü iki yüz hane
Gitmezler camiye sanki pünhâne
Zelzele onlara oldu bahane
Yıkıldı köyleri bir sahra oldu
Eynesür Köyü’nün altı pek eniş
Giderler harama mezhebi geniş
Uğratma köylerine altından savuş
Fikirlerine göre bir ceza oldu
Ahınca Köyü bir dere içi
Vardır helbette onların bir suçu
Köylerin önünden geçiyor yolcu
Çekildi âlimler bir tufan oldu
Hacıbükü dedikleri bir yol üstüdür
İnsanların giydiği hayvan postudur
İçinden bazısı hayırsız dostdur
Yıkıldı yarısı perişan oldu
Alâaddin Köyü şehre yakın
Varında bir defa haline bakın
Tefekkür eyleyin günahdan sakın
Nihayeti yok gâm keder oldu
Zilhor Köyü’nün haydudu çokdur
Âlimlere asla hürmeti yokdur
İçki içenlerin hesabı yokdur
Mahvoldu köyleri bir mera oldu
Aydınsofu dedikleri bayır yerde
Yıkıldı evleri, düşdüler derde
İhlassız ibadet vermez fâide
Çekilen zikirler hep riyâ oldu.
Kuşup Köyü’nün hayırsızı çokdur
Âfat Hudâ’dandır düşünen yokdur
İsyan edenler gayet pek çokdur
Hâlık’den onlara bir şamar oldu.
Karaağaç Köyü Kuşup’dan beri
Varma yanlarına hemen dön geri
İslam’dan gayrısına benzer her biri
Yıkıldı köyleri çok feryâd oldu
Büyük Almus’un genişdir düzü
Alnımıza yazıldı bir kara yazı
Tükendi vadeler uzatma sözü
Fiillerine göre az bile oldu.
Bunu yazan bir muhalif rüzgâr
Gece yazdı zîrde ismini yâdigâr
Düşünsün ahbâblar ne imiş izhâr
Bu destan da şimdi yâdigâr oldu
Bunu yazdım yâdigâr olsun
Okuyup dinleyen dualar kılsın